Srebrenitsa'da Müslüman olmak hâlâ zor
Soykırımın 20. yıldönümü bugün. Anma törenlerine ilgi büyük ama katliamdan sonra Sırp-yoğun kalan Srebrenitsa, Müslümanlar için zorlu bir yer. Katılımcılara Sırp ordusunun el işareti olan ‘çetnik' yapıldığını görüyoruz. Kasaba, soykırım tasarısını veto eden Rusya'nın lideri Putin'in posterleri ile dolu.
Cuma gününden itibaren binlerce kişi iki dağ arasına sıkışmış tek bir yol etrafından dizili evlerden oluşan bu küçük şehre akın ediyor. Dünya liderlerini taşıyan helikopterler, kortejler ve canlı yayın araçları 9 bin nüfuslu Srebrenitsa'da ilginç bir görüntü oluşturuyor. Ancak, tüm dünyanın 8 bin 372 Bosnalının katliamını kınamaya geldiği bu şehirde, yerel düzeydeki etnik gerilimler 20 yıl öncesinden izler taşıyor.
Bosna-Hersek bayraklarıyla Sreb-renitsa'ya doğru ilerleyen bir gruba iki kişi üç parmağını havaya kaldırarak ‘çetnik' işareti yapıyor. 1995'te katliamı gerçekleştiren Bosnalı Sırp ordusunun el işareti. Çetnik aşırı sağcı Sırpların da sembolü. Srebrenitsa'dan otobüslere doldurulan Bosnalı Müslümanların ilk toplu infaz noktası olan Bratunac şehrine girdiğimizde ikinci bir şaşkınlık yaşıyoruz. Bizi şehrin her noktasına asılmış Rus lider Vladimir Putin'in posterleri karşılıyor. Sebebi geçen hafta Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nde Srebrenitsa katliamının soykırım olarak tanınmasını öngören tasarıyı reddetmesi. Sırpların azınlıkta olduğu Bratunac'ta bile şehit yakınlarını Putin posterleri karşılıyor.
İnkarcılık yükseliyor
Srebrenitsa katliamı, iki uluslararası mahkeme tarafından soykırım olarak tanımlandı. Aynı zamanda ABD insansız hava araçlarıyla saat saat kaydedilen ve suçluları tespit edilen katliam, tarihin en iyi belgelenmiş soykırımı kabul ediliyor. Ancak, Sırp ve Boşnak nüfusun birlikte yaşadığı şehirlerde 1992-1995 yılları arasında yaşanan savaş okullarda öğretilmiyor. Ayrıca, son yıllarda soykırım inkarcılığı hem Sırbistan'da hem de Bosna-Hersek'teki Sırp nüfusunda yükselişte. Bosna Sırp özerk yönetimi Başkanı Milorad Dodik, geçen ay Srebrenitsa soykırımının "uluslararası bir yalan" olduğunu söyledi. Sırpların büyük kısmı Bosna Savaşı'nın asıl mağdurunun Sırplar olduğunu ve Srebrenitsa'da öldürülen insan sayısının abartıldığını savunuyor. Sırplara göre burada "karşılıklı bir katliam" yaşandı. İki tarafın savaş suçlarını eşitleme girişimlerinin en somut örneği ise iki hafta önce Bosnalıların savaş kahramanı Naser Oriç'in Sırbistan'ın talebiyle İsviçre'de tutuklanması. Son yıllarda Sırp siyasetçilerin şehit ailelerini rencide eden bir dil kullandığını belirten Bosna Kayıp Kişiler Enstitüsü Başkanı Amor Masovic, inkarcı söylemlerin beyhude olduğu görüşünde: "BM'nin yaptığı oylama bir anlam taşımıyor. Bilimsel çalışmalar ve uluslararası mahkemeler yaşananları soykırım olarak tanımladı. Bu gerçekleri neden çocuklarımıza anlatmıyoruz anlamıyorum."
Şehirde yaşayan Boşnaklar için 20 yıl önce zaman durmuş. BM'ye göre savaştan sonra bölgeyi terk eden 500 bin Boşnak nüfustan 150 bin'i Sırp bölgelerine geri dönmüş. 2003'te Srebrenitsa'ya geri dönen Fazıla Efendiç de onlardan biri. 1995'te eşi ve oğlu öldürülen Efendiç, onlara yakın olmak için Potocari Anıt mezarlığın karşısında hatıra ürünleri satan bir mağaza açmış. Bu yıl toprağa verilecek 136 naaş arasında Nedim Spiodiç'in dedesi de var. Spiodiç, dedesini 20 yıl sonra toprağa verecek olmasının bir nebze huzur verdiğini belirtiyor. Ancak babası, amcası, 1 ve 3 yaşındaki kuzenlerinin cesetleri hâlâ bulunamamış. Nedim, "Bu şehir dünyanın en üzgün yeri. Srebrenitsa'da yaşananlar hiç kimsenin başına gelmemeli." ifadelerini kullanıyor.
Miloseviç ve Mladiç'in 'Büyük Sırbistan' hayalleriyle etnik kıyım yaptığı bu şehir Sırplara da yar olmamış. İşsizlik nedeniyle sonradan şehre yerleşen Sırp nüfus da daha büyük şehirlere gidiyor. Savaştan önce 40 bin olan nüfus bugün 9 bin'e geriledi. Gençlerin göçü devam ederse birkaç yıl içinde Srebrenitsa anıt mezarında yatanların sayısı yaşayan nüfusu geçecek.
Suçlular şimdi nerede?
Katliamı gerçekleştiren 1000'in üzerinde Sırp askerinin kimlikleri ve işledikleri suçlar sayısız kanıt ve tanıklıkla ispat edildi. Ancak, bu isimler 20 yıl boyunca yargı karşısına çıkarılmadı. Suçlular içinde bugün Sırbistan'da milletvekili, banka müdürü ve işadamı olanlar var. Kurbanların mallarıyla zengin olan Bosnalı Sırpların varlığı da biliniyor. BM Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla Del Ponte, savaş suçlularının Sırplar tarafından kahraman olarak görüldüğünü ve Sırbistan devleti tarafından korunduğunu belirtiyor. Soykırımda başat sorumluluk sahibi Slobodan Miloseviç, Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç ise yakalandı.
Miloseviç: 1989-1997 arasında Sırbistan Devlet Başkanlığı yaptı. 2000'de istifa edeceği Yugoslavya Federal Cumhuriyeti başkanlığı görevine devam ederken hakkında Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) tarafından Bosna, Kosova ve Hırvatistan savaşlarıyla bağlantılı olarak soykırım yapmak ve insanlığa karşı suç işlemekten dava açıldı. Yargılama henüz bitmeden 11 Mart 2006'da Lahey'deki hücresinde ölü bulundu. Ölüm sebebi kalp krizi olarak açıklandı.
Karadziç: Yugoslavya'nın dağılması sürecinde Bosna-Hersek Federasyonu Sırp Cumhuriyeti'nin başındaydı. 1996'da hakkında ICTY'de Bosna Savaşı sırasında savaş suçları işlemekten dava açıldı. Karadziç'in suçları arasında Srebrenitsa soykırımının emrini vermek ve Saraybosna kuşatması sırasında (5 Nisan 1992-29 Şubat 1996) Müslüman Bosnalılarla Bosnalı Hırvatlara karşı soykırım yapmak bulunuyor. 12 yıl kaçak yaşadı. 2008'de Belgrat'ta tutuklanarak Lahey'deki ICTY'ye teslim edildi. Yargı süreci devam ediyor.
Mladiç: Karadziç'in başkanlığı döneminde Bosna-Hersek Federasyonu Sırp Cumhuriyeti Genel Kurmay Başkanıydı. 1995'te ICTY tarafından Saraybosna kuşatması ve Srebrenitsa soykırımından sorumlu tutuldu. 16 yıla yakın bir süre saklanmayı başardı ancak 26 Mayıs 2011 tarihinde Sırbistan'ın Lazarevo kentinde yakalandı. Dört gün sonra ICTY'ye teslim edilen Bosna Kasabı'nın yargılanmasına 16 Mayıs 2012'de başlandı. Lahey'de tutuklu bulunan Mladiç'in davası da halen devam ediyor.
Hizmet gönüllüleri balık tutmayı öğretiyor
Hizmet Hareketi gönüllüleri soykırım yükünü taşıyan bu şehirde de 1,5 yıl önce bir eğitim yuvasını hizmete açmış. Bosna'daki Türk okullarından mezun olan Cemir Çeriç müdürlük yaptığı Most (Köprü) isimli öğrenci yurdunda Bosnalı öğrencileri üniversiteye hazırlıyor. Kırsal bölgede oturan Boşnak ailelerin çocukları okula gitmediğini ve bu gençlere bir gelecek imkanı sağlamak istediklerini söylüyor. "Srebrenitsa'da çok sayıda insani yardım derneği faaliyet gösteriyor. Ancak, bu yardımlar yerli halkı atalete sürükledi. Biz gençlere nasıl balık tutulacağını öğretiyoruz." diyor. Bosna yüzde 40'la Avrupa'nın en yüksek işsizlik oranına sahip. Gençler arasında işsizlik yüzde 43. Ekonomide Türk turistlerin ve Türkiye kökenli yatırımların etkisi hissediliyor. Ülke savaştan sonra ekonomik darboğazdan kurtulamazken, AB üyelik sürecinde de komşularının gerisinde. Bosna-Hersek, Hırvatistan'ın üye olduğu ve Sırbistan'ın aday olduğu AB'den 2017'de adaylık randevusu bekliyor. Ülkenin en büyük sorunu ise 1995 Dayton Barış Antlaşması'yla oluşturulan devletin hantallığı. Bosna-Hersek'te iki ayrı otonom devlet, 3 devlet başkanı ve 14 başbakan bulunuyor. Etnik çatışmaların tekrar etmesini engellemek için kurulan sistem devleti de felce uğratmış.