Ramazan'da çocuk
Merhaba adım Hadranur Erol (12). Yanımdaki kardeşim Emir (6 aylık). Ben 2 senedir oruçlarımı tam tutuyorum.
Oruç tutmayı çok seviyorum. Çünkü bana sevap kazandırdığını çok iyi biliyorum. Ve bunu bilince sabretmeyi daha çok öğreniyorum. Allah aç ve susuzların yardımcısı olsun. Bu yıl günler çok uzadı ama ben, benim gibi olmayanları düşünerek elimdekinin kıymetine şükrediyorum. Allah izin verirse her zaman oruçlarımı tam tutacağım. Hayırlı Ramazanlar.
Ben Ayşenur Hale Tek (8). Yanımdaki sarı olan kardeşim Zeynep (4). Birlikte erkenden kalkıp Kur'an kursuna gidiyoruz. Eve geldiğimizde annemiz bize muhteşem bir iftar sofrası hazırlamış oluyor. Öğle ezanının okunmasıyla iftarımızı ediyoruz. Ne yapalım biz küçüğüz, anca dayanıyoruz. Allah kabul etsin.
Allah'ın kullarına sevgisi
Bir gün Peygamber Efendimiz arkadaşlarıyla birlikteyken onlardan biri, bir kaya kuşu gördü. Kuşun yuvasında sevimli bir de yavrusu vardı. Bu kişi gidip yavruyu avucuna aldı. Bunu gören anne kuş, gelip yavrusunu alan kişinin başında dönmeye, yavrusunu kurtarmak için adeta çırpınmaya başladı. Neredeyse kendisini adamın avucuna atacaktı. Peygamberimiz'in arkadaşları hayret içinde anne kuşa bakıyorlardı. Bunu gören sevgili Peygamberimiz, “Yavrusunu alarak bu hayvanın canını kim acıttı? Yavruyu yerine koyun.” buyurdu. Ardından sözlerini şöyle sürdürdü: “Siz yavrusu için anne kuşun kendini avucunuzun içine atmasına şaşırıyorsunuz. Vallahi Allah'ın size olan sevgisi, şu kuşun yavrusuna olan sevgisinden çok daha fazladır.” Sevgili Peygamberimiz'in bu sözleri üzerine oradakiler birbirlerine baktılar. Yüce Allah'ın kendilerini bu kadar çok sevdiğini düşünerek mutlu oldular.
Dua yalnız sözle mi olur?
Ne güzeldi çocukluğum… Ninemin dizinde masal dinlerdim. Neredeyse her masal, çalışmanın bir ibadet sayıldığını anlatırdı.
Dedemin gözlüklerini burnunun üzerine indirip anlattığı hikâyeler yok mu, bayılırdım onlara. Hepsinde bir güzellik vardı. Helalinden çalışmanın ibadet olduğunu o hikâyelerden öğrendim. Çalışmanın da ibadet ve dua olduğunu sadece öğrenmedim, aynı zamanda yaşadım. Çocukluğumda, bir arkadaşım vardı. Oyun oynarken bile çalışmadan kazanmak isterdi. Kazanamazdı tabii… Okulda da öyleydi. Hem çalışmazdı hem de başarı beklerdi. Nereden öğrendiyse öğrenmiş, sürekli “Dua ederim, Allah bana verir.” derdi. “Allah dilerse elbette verir ama çalışmayana vermez.” diyenlere yine aynı sözü söylerdi.
Bir gün, dedeme anlattım durumu. Dedem tatlı tatlı konuştu onunla. Güzel sözleri hâlâ kulaklarımdadır: “Evladım, dua sadece dil ile yapılmaz. Çalışmak da duanın bir parçasıdır. Dilinle dua etmeden önce elinle, kolunla, ayağınla, aklınla, fikrinle çalışacaksın. Alın teri dökeceksin. Çalışarak ettiğin duadan sonra dilinle de dua ettiğinde isteğine ulaşırsan bundan büyük mutluluk duyacaksın.”
Arkadaşım zor da olsa dedemi dinledi. Çok çalışkan bir çocuk oldu. Dilinden de duayı eksik etmedi. O çalıştıkça Allah da ona daha çok verdi. İleriki yıllarda başarılı biri oldu.
Bugün ne yapıyoruz?
Uyku öncesi Ayetü'l Kürsî;: Canım Peygamberim, “Bir kimse uyumadan önce Ayetü'l Kürsî;'yi okursa Allah sabaha kadar onu koruması için bir melek gönderir.” buyuruyor. Bu sureyi ezberleyelim de uyumadan önce meleklerle buluşalım.