Anayasayı kim yapmalı?
Yeni bir yılla birlikte siyasetin gündemi yeni bir sivil anayasa ve bu anayasa ile ortaya çıkacak yeni bir siyasi sistem. Liberal demokratik gelenek, bir ülkede yaşayan insanların kendileri için en doğru kararı verebileceğini savunur.
Bu nedenle eğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arzu ederlerse, yeni bir anayasayla birlikte yeni bir devlet sistemi de ortaya çıkarabilirler. Bu durum imkân dâhilinde olmakla birlikte mümkün olup olmadığı aşağıdaki sorulara verilebilecek cevaplara bağlıdır.
1 Kasım 2015'te oluşan TBMM sivil bir anayasa yapabilir mi? Yaparsa bu anayasa ne kadar sivil bir anayasa olur?
1982 Anayasası'nın askeri rejimin ürünü olduğu ve bunun yerine yeni bir sivil anayasa yapılması konusu sadece 2016 yılında siyasetin gündeminde değildir. Bilakis 1983 yılında yapılan genel seçimlerden sonra yer yer siyasetin gündeminde olmuş ve bunun sonucu olarak da günümüze kadar 1982 Anayasası'nın 123 maddesi değiştirilmiştir. Bu nedenle TBMM yeni bir anayasa yapabileceği gibi daha önceden yaptığı gibi mevcut Anayasa'nın bazı maddelerini de değiştirebilir.
İkinci soru önemli: TBMM cidden sivil insanlardan ya da seçmenlerin gerçek temsilcilerinden mi oluşuyor yoksa TBMM grubu bulunan siyasi partilerin lider kadrolarınca belirlenmiş kişilerden mi? Bu sorunun cevabı olarak hemen hemen herkes ikincisini söyleyecektir. Öyleyse siyasi parti liderlerinin belirlediği milletvekilleri nasıl seçmenin vekili oluyor da 1980 ihtilalini yapan Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) belirlediği Danışma Meclisi (DM) üyeleri seçmenlerin vekili olamıyorlar? Bu konunun açıklığa kavuşturulması aslında meselenin sivil ya da askeri bir anayasa olmaktan daha çok siyasi elitlerin kendi gelecekleri adına kimi yetkilerini daha fazla artırmaya çalıştıkları anlaşılacaktır.
MEVCUT TBMM İLE SİVİL BİR ANAYASA İMKâNSIZ
MGK'nın çıkardığı 29 Haziran 1981 tarihli ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Teşkili Hakkında Kanun'a göre:
Madde 1: (1)Kurucu Meclis; (Millî; Güvenlik Konseyi) ile, kuruluş, görev ve yetkileri bu kanunda belirtilen (Danışma Meclisi)'nden oluşur.
Madde 4: Danışma Meclisi, her ilin tespit ve teklif ettiği adaylar arasından Milli Güvenlik Konseyi'nce seçilen 120 üye ile, Milli Güvenlik Konseyi'nce doğrudan doğruya seçilen 40 üye olmak üzere 160 üyeden oluşur.
1 Kasım 2015'te yapılan seçimlerde partilerin TBMM'den seçilecek adaylarla DM'den seçilecek adayların nasıl belirlendiklerine bakıldığında görülür ki DM üyelerinin belirlenmesi görece daha demokratiktir. Buradaki soru şu: MGK üyeleriyle TBMM grubu bulunan siyasi parti liderleri kıyaslandığında hangisinin daha demokrat ya da daha otoriter olduğu ortaya çıkar? Yıllardır seçim kaybettiği halde partisinin liderliğini kimseye bırakmayan parti liderlerinin demokrat oldukları düşünülemez. Geçmişe bakılırsa ihtilal yapanların ‘asker' olmaları dışında görünen kimlikleri ve 1983 yılında yapılan genel seçimlerle siyasete veda etmeleri (Evren dışında) daha demokrat olduklarını gösterir. İkinci konu Danışma Meclisi üyelerinin daha önce herhangi bir siyasi partiye üye olmamaları göz önüne alınırsa daha tarafsız ve sivil oldukları görülebilir. 160 üyeli DM'nin sadece yüzde 15'i emekli askerlerden oluşmaktadır. TBMM ya da DM üyelerinin genellikle 1923'ten itibaren TBMM'de yer alan üyelerin mesleklere göre dağılımında benzerlik gösterdikleridir. Başka bir ifadeyle TBMM üyelerinin daha sivil olduklarına dair herhangi bir kanıt mevcut değildir. Her iki Meclis üyeleri arasındaki benzerlikler farklılıklardan daha fazladır. Çünkü TBMM'de oluşturulan üyeleri seçmenler değil, siyasi parti liderleri ya da lider kadrosu belirlemekte bunu yaparken de TBMM üyelikleri için oluşmuş geleneklere uygun hareket etmektedirler. Sonuç olarak, ikinci soruya verilecek cevap olumsuzdur.
YENİ ANAYASA ve HALKın rolü
TBMM'nin yaptığı yeni anayasa ancak DM'nin yaptığı ve 1982 yılında halkoyu ile kabul edilen ‘askeri' anayasa kadar ‘sivil' olacaktır. Buna 1 Kasım 2015 seçimlerinin ne derece demokratik ve siyasi partilerin eşit şekilde yarıştıkları da düşünülürse mevcut TBMM'nin yapacağı bir anayasanın ne derece milletvekillerinin, parti liderlerinin ve halkın iradesiyle yapılacağı ortaya çıkacaktır. Nitekim, yeni anayasa beğenilmeyen ‘askeri' anayasa kadar bile sivil olmayacaktır. Zira mevcut parlamento hem seçim barajları hem de seçimin eşit şartlarda yapılmamasından dolayı temsil gücü zayıftır.
Öyleyse mevcut TBMM yeni bir anayasa yapmamalıdır. Onun yerine anayasanın sivil, demokratik, özgürlükçü ve Türkiye ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması için halk yapmalıdır. Anayasa yapacakları, Türkiye'de yaşayan her etnik, dini, kültürel grubu temsil edecek şekilde her meslek grubundan ve ekonomik olarak her seviyeden kişileri temsil edecek şekilde rastgele örneklem metoduyla seçilecek kişilerden oluşacak, bir biri içine girmiş daireler gibi ortaya çıkarılacak halk meclislerince yapılmalıdır. Daha sonra sahasında uzman dilciler ve hukukçular tarafından düzeltilmeli, tekrardan anayasayı yapanların dikkatine sunulmalıdır. Ondan sonra da halkoyuna sunularak onanması istenmelidir.
Unutmamak gerekir ki, anayasalar, toplumsal mutabakat metinleridir. Bundan dolayı temsil yetkisi tartışmalı olan ve tek bir siyasî; partinin ya da etnik grubun baskın olduğu meclislerce yapılmamalıdır.
*Doç. Dr., Epoka Üniversitesi, Arnavutluk. Siyaset Bilimi ve Uluslararası Terör Uzmanı