Bakırcılar çarşısından Rio'ya
Ağustos ayında Brezilya'nın Rio şehrinde yapılacak olimpiyat oyunlarına katılma mücadelesi hızlandı. Görme engelli atletimiz Öznur Yılmazer de çabalarının karşılığını alanlardan.
O şimdi, Rio'da paralimpik oyunlarında ülkemizi temsil edecek olmanın heyecanını yaşıyor. 19 yaşındaki Yılmazer, attığı adımı, koştuğu kulvarı görmese de 100, 200 ve 400 metrenin Avrupa şampiyonu. Dünya Şampiyonası'nın bronz madalyalı ismi. Üç farklı mesafede şampiyon olarak tarihe geçen genç sporcu, 2016 Rio Olimpiyatları'na nasıl hazırlandığını bizimle paylaştı. Eşi Recep Yılmazer ile birlikte doğup büyüdüğü kent olan Gaziantep'in tarihî; Bakırcılar Çarşısı'nda dolaşmayı çok seven milli atlet, Rio'da başarılı olmak için yoğun bir tempoda çalıştığını söyledi. “Hedefsiz sporcu olmaz. Amacım olimpiyatlar.” diyen Yılmazer'in şu anki tek düşüncesi kürsüye çıkmak.
Yarışmaya görme engelliler okulunda başladığını aktaran sporcumuz, gelişimini şöyle özetliyor: “Branşlar arasında kısa sürede bir seçim yaparak ‘golbol' branşını tercih ettim. Çok ilgimi çekmişti. Sonra gülle atma ile atletizme geçiş yaptım. Kısa bir zaman zarfı içinde pişmanlık yaşadım. Neredeyse sporu bırakma noktasına geldim. O sıralarda şu anki antrenörümle tanıştım. Benim koşmaya daha uygun fiziğim olduğunu ve yanlış bir antrenman yaptığımı anlattı. Ben de yeniden kulvar değiştirerek atlet olmaya karar verdim.'
İlk kılavuzu; eşi Recep Yılmazer
Antrenman ve yarışlarda eşinin kendisine kılavuzluk yaptığına değinen Öznur Yılmazer, “Eşim şimdilerde bana yetişemez oldu. Ben geliştikçe, eşim gerimde kalmaya başladı. Bu nedenle antrenörüm Serhat Polat, zorunlu bir değişikliğe gitti. Şimdi Arda Eriş ile koşuyorum. Eşimin manevi desteği, güç veriyor.” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye'de çok zor ortamlarda çalıştığına dikkat çeken Öznur Yılmazer, düşüncelerini şöyle aktarıyor: “Beni ayakta tutan, çalışma hırsım oldu. Özellikle kış şartları, beni zorluyor. Çamurun karın üstüne düşüp kalkıyorum. İşte bu nokta atlanmaması gereken nokta, yerden tekrar kalkma kısmı. İnanın büyük bir azimle kalkmasam, bu başarının yakınından dahi geçemezdim. Ülkem adına yarışırken başarma gerekliliği hissediyorum. Pes etmememin bir nedeni de bu. Milli marşımızı okumak ve okutmak en büyük ödül.”