Bu bir casusluktur

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında, MİT TIR'larının durdurulmasıyla ilgili devlet sırrını yayınladıkları gerekçesiyle açılan davada, savcılık mütalaasını açıkladı. Dündar'ın 31,5 yıl, Gül'ün ise 10 yıl hapisle cezalandırılması istendi.

Mütalaada şöyle denildi: Dündar “Tutuklandık” isimli kitabında, avukatının, “Devletin sırrını ifşa ağır ceza gerektiren suçtur.” diyerek kendisini uyardığını yazıyor. Bu beyan bile sanıkların gazetecilik değil, bir suç faaliyeti içerisinde olduklarını bilerek hareket ettiklerini göstermektedir.

Savcı Evliya Çalışkan mütalaasında, Can Dündar ve Erdem Gül'e isnat edilen “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme ile hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarıyla ilgili dosyanın, “MİT TIR'ları” dosyasından ayrılarak başka bir esasa kaydedilmesine karar verilmesini talep etti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma savcısı Evliya Çalışkan, esasa ilişkin mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaada, Dündar'ın, “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerini temin etme ve açıklama” suçunu birden çok gerçekleştirdiğini belirterek 10 yıldan 31,5 yıla kadar, Gül'ün ise “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama” suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Mütalaada; “FETÖ/PDY terör örgütünün, 19 Ocak 2014 günü silah kullanarak, Türkmenlere yardım götüren MİT'e ait TIR'ları durdurup, arama yapma eylemini özünde bir casusluk faaliyeti olarak ika ettiği anlaşılmıştır. Ancak yasal zorunluluğa, mahkeme kararlarına, üst düzey devlet yetkililerinin, ‘devlet sırrı' uyarılarına rağmen, sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül, elde ettikleri ‘devletin güvenliği için gizli kalması gereken' bilgi, belge ve görüntüleri gazetelerinde haber yapıp yaydılar.” denildi. -05

Dündar'a casusluktan 31 yıl 6 ay hapis talebi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ‘Casusluk' davasında Savcı Evliya Çalışkan, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Can Dündar için 31 yıl 6 ay ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül için de 10 yıl hapis istedi.

Savcı, iki sanığın MİT TIR'larının durdurulması olayına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri paylaşıp casusluk yaptığını belirterek davanın FETÖ/PDY'nin MİT TIR'ları davasıyla birleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

-

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında casusluk faliyeti yürütükleri gerekçesiyle açılan davada istenen hapis cezaları belli oldu. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kapalı olarak devam eden yargılamada mahkemenin duruşma savcısı Evliya Çalışkan, esasa ilişkin hazırladığı mütalaasını celse arasında mahkemeye sundu. Savcı Çalışkan mütalaasında, Dündar'ın, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini temin etme ve açıklama” suçunu birden çok gerçekleştirdiğini belirterek 10 yıldan 31,5 yıla kadar, Gül'ün ise aynı suçlardan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

ÖZÜNDE BİR CASUSLUK EYLEMİDİR

Örgütün başta “Selam Tevhid” ve “Tahşiye” olmak üzere yaptıkları tüm sözde operasyonlarda önce kendi kanallarında hedef alınan kişileri itibarsızlaştırdığına dikkat çekilen mütalaada, örgütün MİT TIR'larının durdurulması eyleminde de aynı yöntemi kullandığı ifade edilirken örgütün “Türkiye'yi sahte ihbar ve delillerle teröre yardım eden ülke konumuna sokup, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasını sağlayarak, o dönem görevde olan 61. Hükümet'i ortadan kaldırmayı, görevini yapmasını engellemeyi” amaçladığı öne sürüldü.

Mütalaada, “FETÖ/PDY'nin, 17-25 Aralık girişiminin sonuçsuz kalmasıyla, 19 Ocak 2014'te Hatay Kırıkhan'da MİT'in yardım TIR'ına yönelik ilk eylemi ika ettiği, ancak MİT görevlilerinin karşı koymasıyla istedikleri sonucu alamadıkları anlaşılmıştır. Örgütün bu eylemi özünde bir casusluk faaliyeti olarak ika ettiği ortadadır.” denildi.

DÜNDAR, KİTABINDA İKRAR EDİYOR

Söz konusu eylemlerle ilgili FETÖ/PDY'nin mensupları hakkında soruşturmalar açıldığı, soruşturma kapsamındaki belge, deliller ve kaydedilen görüntülerin mahkeme kararlarıyla yayımlanmasının yasaklandığı hatırlatılan mütalaada, devlet yetkililerinin, ‘ulusal güvenlik, ulusal menfaat ve devlet sırrı' uyarılarına rağmen, sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül'ün, gizli kalması gereken' bilgi, belge ve görüntüler ile Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 23 Ocak 2014 tarihli kriminal inceleme raporunu haberle açıklayıp yaydıkları belirtildi.

Sanıklar Dündar ve Gül'ün açıklayıp yaydıkları bilgi ve görüntüleri, Dündar'ın, ‘'Tutuklandık'' isimli kitabında açıkça ikrar ettiği ve bu görüntülerin MİT TIR'larının durdurulmasıyla elde edilen casusluk kapsamındaki görüntüler olduğu aktarılan mütalaada, “Sanıklar isnat edilen suç ve eylemleri, FETÖ/PDY mensuplarının MİT TIR'larına yönelik ika ettikleri, suç ve eylemlerden bağımsız düşünüp, doğru nitelendirmenin mümkün olmadığı açıktır. Özellikle FETÖ/PDY'nin hükümeti ortadan kaldırma amacına, sanıklar Dündar ve Gül'ün bilerek yardım ve bu şekilde suça iştirak eylemlerini, örgüt mensuplarının yargılandıkları Yargıtay 16. Ceza Dairesinin MİT TIR'ları dosyasından bağımsız düşünmek, sadece iş bu dosya içeriğiyle değerlendirme yapıp, hüküm vermek mümkün değildir.”

Assange ve Snowden örneği

Basın hürriyetinin ulusal güvenlik ve mahkeme kararlarını yok saymasının söz konusu olmadığı vurgulanan mütalaada, uluslararası casusluk faaliyetleri ve gazete ifşaatlarıyla ilgili de örnekler verildi: “ABD'de 2010'da ordu faaliyetleriyle ilgili 92 bin belgeyi ifşa etmesi nedeniyle Bradley Manning isimli asker 35 yıl hapis cezasına çarptırılmış, ABD daha sonra bu belgeleri Wikileaks isimli internet sitesinden yayınlayan Julian Assange'ı ulusal güvenliğini ihlal etmekle itham etmiş ve terörist ilan etmiştir. Yine ABD'de 2013'te Edward Snowden, CIA ve NSA'nın 122 ülkenin devlet başkanını dinlediğini gösteren belgeleri sızdırmış, kendisi casus ilan edilmiş. CNN, ‘ulusal güvenlik' diyerek belgeleri yayınlamadı. The Guardian gazetesi, belgelerin yüzde birlik kısmını yayımlamış, İngiliz hükümeti ulusal güvenliklerine zarar verdiğini belirterek, yayının hemen durdurulmasını sağladı.”

Örgüte yardımdan da yargılanmalı

Sanıkların, “bilgi ve görüntülerin daha önce yayımlandığı iddialarının” doğru olmadığı belirtilen mütalaada, Dündar'ın ifşa ettiği bilgi ve içeriklerin daha önce medyada yer aldığı iddiasının gazetecilik mantığıyla uyuşmadığı belirtildi. Ayrıca “Dündar'ın söz konusu, bilgi ve görüntüleri temin ettiği kaynağı gizleme ihtiyacı duyması, bilgi ve görüntüleri, ‘yayından iki gün önce gizemli bir kişiden gizemli bir buluşmayla temin ettiğini' beyan etmesi hatta bu gizemli bilgi ve görüntü temini için bir de kitap yazması, şekil ve içerikte ilk defa sanıklar tarafından yayımlandığının en önemli göstergesidir.” ifadesi kullanıldı. Sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül'ün eylemlerinin bir gazetecilik değil, suç eylemi olduğu öne sürülen mütalaada, sanıklar Dündar ve Gül'e isnat edilen “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme ile hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'' suçlarıyla ilgili dosyanın, bu dosyadan (casusluk davası) ayrılarak başka bir esasa kaydedilmesine karar verilmesi talep edildi.