Добавить новость
smi24.net
World News in Turkish
Октябрь
2025
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25
26
27
28
29
30
31

RUSYA’NIN SESSİZ EKONOMİK DÖNÜŞÜMÜ

0

Giriş

Rusya ekonomisi, 2025 itibarıyla yüzeyde istikrarlı bir büyüme grafiği sunmaya devam etse de, bu görüntü giderek derinleşen yapısal bir yorgunluğu gizliyor. Ukrayna Savaşı’nın dördüncü yılına girildiğinde, yaptırımların başlangıçta sınırlı etkilerle hissedildiği sanılan sonuçları artık iç ekonominin dokularına kadar işliyor. Finansman kanallarının daralması, ithalatın yeniden yönlendirilmesi ve sermaye dolaşımındaki sert kısıtlamalar, üretim zincirlerini sessiz fakat kalıcı bir biçimde aşındırmaya başladı.

Kremlin, bu tabloyu dengelemek için savunma sanayine dayalı bir iç talep modeli geliştirmeye çalışıyor. Ancak “askeri üretimle istihdam yaratma” stratejisi, reel ekonominin diğer alanlarını canlandırmakta yetersiz kalıyor. Devletin yoğun bütçe harcamaları kısa vadede büyüme oranlarını korusa da, tüketici fiyatları, kredi kanalları ve istihdam dinamikleri üzerindeki baskı artık göz ardı edilemez bir noktaya ulaştı.

Batı yaptırımları ilk etapta enerji sektörünü hedef alsa da, zaman içinde mikro düzeydeki tüketim ve üretim mekanizmalarını da boğmaya başladı. Özellikle ithal teknolojilere bağımlı sektörlerde yaşanan aksaklıklar, orta ölçekli sanayinin maliyet yapısını bozdu. Rusya’nın iç pazarı hem üretici, hem tüketici açısından “yüksek maliyetli bir dengeye” oturdu: fiyatlar yükseliyor, ürün çeşitliliği azalıyor, alım gücü düşüyor.

Bugün Rusya’da ekonomik sorunların en çarpıcı yönü, görünmezlik olgusudur. Resmî göstergeler hâlâ pozitif büyüme eğilimi çizse de, perakende kapanmaları, düşen kredi hacmi, azalan tüketim ve kayıt dışı eğilimlerin artışı, ekonominin gerçek nabzını yansıtıyor. Rusya artık klasik bir kriz yaşamıyor; uzun vadeli bir daralmanın içinde, durağan ama çözücü bir küçülme sürecinden geçiyor.

Tüketim Davranışındaki Kırılma ve Orta Sınıfın Yeni Yüzü

Rusya ekonomisinin savaş sonrası en görünür dönüşümü, halkın alışveriş alışkanlıklarında yaşanıyor. 2025 yılı itibarıyla, büyük süpermarket zincirlerinin birbiri ardına kapanması, yalnızca perakende sektöründeki bir yeniden yapılanma değil; aynı zamanda toplumun gelir dağılımında yaşanan kırılmanın doğrudan bir yansımasıdır. Infoline verilerine göre, yılın ilk dokuz ayında 67 büyük süpermarket kapanmış, toplamda 185 bin metrekarelik ticari alan boşalmıştır. 2017’den bu yana süpermarketlerin perakende içindeki payı yüzde 37’den 21’e gerilerken, indirim mağazalarının payı yüzde 63,4’e çıkmıştır. Bu oran, tüketici davranışındaki değişimin salt ekonomik değil, sosyolojik bir boyut kazandığını göstermektedir.

Artan enflasyon ve yüksek faiz ortamı, Rusların gündelik yaşamlarında tasarrufu bir “hayatta kalma refleksi” haline getirdi.  Savaşın başlamasından bu yana fiyatlar yüzde 40’tan fazla artarken, nüfusun yarısından fazlası bazı ürünlerden tamamen vazgeçmiş, kalanlar ise ucuz alternatiflere yönelmiştir. “Evin altındaki küçük dükkân” modelinin yaygınlaşması, bu yeni ekonomik davranış biçiminin sembolü haline gelmiştir: daha az ürün, daha az seçenek, daha düşük fiyat. Bu, Batı’daki tüketim kültüründen çok farklı bir dengeye işaret eder; Rus toplumu artık “fazlalığı değil, yeterliliği” hedeflemektedir.

Temel gıda sepeti maliyetleri de bu eğilimi doğrular niteliktedir. Rosstat verilerine göre, gıda fiyatları bir yılda yüzde 12,8 oranında artarken, nominal olarak gıda sepetinin ortalama fiyatı 7.171 rubleye (yaklaşık 88,5 dolar) gerilemiştir. Bu düşüş, reel anlamda bir ucuzlamadan ziyade, satın alınan ürünlerin miktar ve çeşit olarak daralmasından kaynaklanmaktadır. Moskova ve St. Petersburg gibi metropollerde bile temel beslenme maliyeti 100 dolar seviyesindedir; Çukotka gibi uzak bölgelerde ise bu rakam 220 dolara kadar çıkmaktadır. Bölgesel farklılıklar, Rusya’nın devasa coğrafyasının artık ekonomik eşitsizliklerle iç içe geçtiğini ortaya koymaktadır.

Rus toplumunun harcama kalıpları, Sovyet sonrası dönemde ilk kez bu denli keskin bir biçimde küçülme yönlü evrilmiştir. Üstelik bu değişim geçici bir tasarruf eğilimi değil, kalıcı bir tüketim paradigması değişimidir. Bugünün Rus orta sınıfı, artık konforunu sürdürebilen bir refah grubunu değil, temel ihtiyaçlarını planlayarak ay sonunu getirmeye çalışan bir kitleyi temsil ediyor.

Reel Gelir ve Fiyat Dengesi

Rusya’da 2025 itibarıyla maaşlar nominal olarak artsa da, bu artış halkın yaşam kalitesinde herhangi bir iyileşme yaratmıyor. Aksine, satın alma gücü reel bazda gerilemeye devam ediyor. Ortalama maaş 2021’de 58 bin 700 ruble iken, bugün 103 bin rubleye ulaşmış durumda. Ancak aynı dönemde temel ihtiyaçlar, seyahat ve hizmet sektöründeki fiyatlar üç kata kadar yükseldi. Bu fark, Rus toplumunda “nominal refah illüzyonu” olarak tanımlanabilecek yeni bir gerçekliği ortaya çıkardı.

Yurtdışı seyahatleri bunun en belirgin örneğini oluşturuyor. 2022’de 30–40 bin rubleye mal olan Mısır veya Türkiye tatilleri, bugün 100 bin ruble sınırına dayanmış durumda. İstanbul’daki on gecelik bir tatil 93 bin ruble, Maldivler ise 354 bin rubleye kadar ulaşıyor — bu rakam, orta sınıf bir Rus için artık neredeyse bir konut peşinatı anlamına geliyor. Bir zamanlar “halk tatili” olarak görülen bu destinasyonlar, artan maliyetler nedeniyle sosyal statü göstergesi haline gelmiş durumda.

Benzer bir tablo ulaşım sektöründe de görülüyor. Havalimanı modernizasyonları, taşeron hizmet maliyetlerini arttırırken, Aeroflot gibi önde gelen hava yolları bu yükü bilet fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor. 2025’in ilk yarısında bilet tarifelerine yüzde 6 oranında zam yapıldı; hükümetin 2030’a kadar 129 havaalanını modernize etme planı ise yolcu başına ortalama 150 rublelik ek bir maliyet getirecek. Bu durum, devletin altyapı yatırımlarının kısa vadede toplum üzerindeki mali baskıyı artırdığı bir paradoks yaratıyor.

Rusya’da halkın satın alma gücü, resmi büyüme oranlarının aksine, uzun süredir negatif seyirde. Gıda sepeti maliyetleri nominal olarak düşmüş görünse de, bu düşüş daha çok ürün çeşitliliğinin azalmasından kaynaklanıyor. Tüketici artık daha az satın alıyor, daha az seyahat ediyor, daha az yatırım yapıyor. Yoksulluk oranı istatistiklerde sabit görünse de, orta sınıfın geniş kesimi fiilen düşük gelir grubuna gerilemiş durumda.

Bu tablo, Rusya ekonomisinde yapısal bir dönüşümün en somut göstergesi: halkın gündelik yaşamı, artık gelir düzeyine değil, maliyetlerin tahammül sınırına göre şekilleniyor. Devletin devasa yatırımları, askeri üretim artışı ve enerji ihracat gelirleri, bu mikro düzeydeki daralmayı telafi edemiyor.

KOBİ’ler, Kredi Sıkışması ve Ekonomik Soğuma

Rusya ekonomisinin canlılığını uzun yıllar boyunca ayakta tutan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), 2025 itibarıyla tarihin en kırılgan dönemlerinden birini yaşıyor. Eylül ayında RSBI endeksinin 49,6 puana gerileyerek Aralık 2022’den bu yana ilk kez daralma bölgesine inmesi, ekonomideki görünmez yavaşlamayı artık somutlaştırdı. Bu seviye, yalnızca sayısal bir düşüş değil; özel sektörün “bekleme ekonomisi”ne geçişini temsil ediyor.

Satışların 41 puana gerilemesi, girişimcilerin neredeyse üçte birinin cirolarının azalmasını beklemesi ve bankaların kredi onay oranlarının yüzde 51’e düşmesi, ekonomik dinamizmin giderek daraldığını gösteriyor. Yüksek faiz oranları ve artan maliyet baskısı, şirketleri yatırımlarını ertelemeye zorlarken, yeni istihdam yaratma isteğini de ortadan kaldırıyor. Artık Rusya’da iş dünyası büyümeyi değil, varlığını sürdürebilmeyi öncelik haline getirmiş durumda.

Merkez Bankası’nın sınırlı faiz indirimleri, piyasada beklenen rahatlamayı sağlayamadı. Bankalar, kredi risklerini minimize etmek için kart limitlerini sıfıra kadar düşürüyor; kredi kartı dağıtımı bir ayda yüzde 35 azalarak 141,5 milyar rubleye indi. Bu, yalnızca bireysel finansman krizinin değil, işletmelerin nakit akışı sorunlarının da bir yansımasıdır. Finansal sistemin sıkılaşması, tüketici talebini olduğu kadar işletme sermayesini de kurutuyor.

Piyasada yeni aktör olarak beliren dijital pazaryerleri (Yandex, Ozon gibi), bankacılık sistemine alternatif bir mikro kredi modeli sunsa da, düşük limitli bu kartlar genel kredi hacmini küçültmekten öteye geçemiyor. Dolayısıyla, finansal teknoloji girişimleri, kısa vadede ekonomiye taze kan getirmek yerine istatistiksel bir yanılsama yaratıyor. Bu dönemde yatırım artışı planlayan işletmelerin oranı yalnızca yüzde 14. Yani her yedi firmadan yalnızca biri büyümeyi düşünebiliyor. Geriye kalan çoğunluk, faaliyetlerini optimize etmeye, giderleri kısmaya ve riskleri yönetmeye odaklanıyor. Böyle bir atmosferde ekonomik büyüme, devletin bütçe harcamalarına bağımlı hale geliyor. Reel sektörün dinamikleri ise bürokratik denetim ve mali kısıtlamalar arasında sıkışıyor. Rusya’daki ekonomik soğuma artık bir dönemsel duraklama değil; savaş sonrası yeni ekonomik mimarinin kalıcı bir parçası haline geldi. Devlet, makro ölçekte direnç gösterebilse de, özel sektör ölçeğinde görünmez bir daralma sessizce derinleşiyor.

Toplumsal Yansımalar

Rusya’da ekonomik yavaşlamanın en çarpıcı etkisi, resmi ekonomiden sessiz bir geri çekilme biçiminde ortaya çıkıyor. Devletin makro düzeyde büyüme rakamlarını koruma çabası sürerken, hane halkı düzeyinde bu sistemden kademeli bir kopuş yaşanıyor. 2025 verileri, yalnızca finansal değil, sosyokültürel bir dönüşümün de habercisi.

Alkol tüketimindeki düşüş bu dönüşümün en belirgin göstergelerinden biri. Resmî istatistiklere göre, kişi başına tüketim 7,84 litreyle 1999’dan bu yana en düşük seviyesine indi. İlk bakışta bu tablo, devletin fiyat artışları ve bölgesel kısıtlamalar yoluyla başarıya ulaşmış bir sağlık politikası olarak görünebilir. Ancak uzman analizleri, tabloyu bambaşka bir yönde okumamızı gerektiriyor. Petersburg’daki Başkanlık Akademisi öğretim üyesi Maksim Çernigovskiy ve WineRetail Bilgi Merkezi direktörü Aleksandr Stavtsev’e göre, Ruslar gerçekten daha az içmiyor; yalnızca daha az yasal içki satın alıyor. Bu fark, toplumun resmi ekonomiye olan güveninde aşınmanın başladığını gösteriyor.

Artan fiyatlar, vergiler ve satış yasakları, tüketicileri “gri bölgeye” itti. Ev yapımı içkiler, kaçak üretimler ve internet üzerinden yürütülen yasadışı satışlar, Rusya’nın birçok bölgesinde yasal ekonominin yerini alıyor. Bu durum, yalnızca halk sağlığı açısından değil, devlet gelirleri ve sosyal denge açısından da kritik bir kırılma noktası. Vologda bölgesinde yaşanan “istatistik skandalı”, bu karanlık ekonominin boyutlarını açıkça gösterdi: önce alkol tüketiminin yüzde 20 arttığı açıklandı, ardından veriler “teknik hata” gerekçesiyle geri çekildi. Ancak yerel halkın tanıklıkları, fiili tüketimin azalmadığına, yalnızca denetimden çıktığına işaret ediyor. Bu eğilim, daha geniş bir davranışsal örüntünün parçası. Rus halkı artık gelirini, tasarrufunu ve tüketimini devlet sisteminin dışına taşıyarak kontrol altına almaya çalışıyor. Bu durum, kayıt dışı işgücü, bireysel girişimler ve mikro ticaretin hızla artmasıyla paralel ilerliyor. Tasarruf eğilimi, sistemin içinde bir rasyonalite değil; sistemden uzaklaşmanın bir biçimi haline geldi. Bu tablo, sosyolojik açıdan yeni bir ekonomik kimliğin doğuşuna işaret ediyor: disiplinli, temkinli ama devlete mesafeli bir vatandaş tipi. Bu birey, 1990’ların krizlerinde olduğu gibi yoksulluktan değil, 2020’lerin ekonomik yorgunluğundan doğuyor. Kendi kendine yetmeye, stok yapmaya, dışarıya az çıkmaya, küçük ölçekli üretim veya ticaretle ayakta kalmaya çalışıyor. Rusya’nın bu “davranışsal daralması”, yalnızca bir ekonomik sonuç değil, aynı zamanda bir toplumsal psikoloji dönüşümüdür. Devletin istatistiklerinde görünmeyen bu yeni gerçeklik, gelecekteki politik ve ekonomik kararların en belirleyici arka planını oluşturacaktır.

Sonuç

Rusya ekonomisi, 2025 itibarıyla küresel yaptırımların ve savaş ekonomisinin uzun vadeli sonuçlarını yaşamaktadır. Yüzeyde hâlâ pozitif büyüme oranları ve dengeli bütçe göstergeleri görülse de, ülke ekonomisi içeriden bakıldığında “durağan büyüme” olarak tanımlanabilecek bir yapıya evrilmiştir. Bu yapı, üretim ve tüketim döngülerinin işlediği fakat verimlilik, yatırım ve yenilik kapasitesinin giderek zayıfladığı bir dengeye işaret eder.

Savaşın ilk yıllarında enerji ihracat gelirleri, bütçeyi geçici olarak desteklemişti. Ancak küresel talep yöneliminin değişmesi, Asya pazarlarına yapılan kaymaların beklenen verimi yaratmaması ve batılı finans sistemlerinden dışlanma, sermaye birikimini sınırladı. Bugün Rusya, üretimden ziyade yeniden dağıtım ekonomisine dönüşmüş durumda: devlet harcama yapıyor, özel sektör hayatta kalıyor, hane halkı ise tasarrufla ayakta durmaya çalışıyor. Bu üçlü denge sürdürülebilir değil.

Tüketici davranışlarındaki dönüşüm, orta sınıfın fiilen erimesi, KOBİ’lerin yatırım iştahını kaybetmesi ve kayıt dışı alanların büyümesi, Rusya’nın iç ekonomisinde bir “soğuma rejimi” oluşturdu. Bu rejim, ne klasik bir kriz, ne de tam anlamıyla bir toparlanmadır; daha çok sistemin kendi ağırlığı altında yavaşça sönümlenmesidir. İktisat literatüründe buna “negatif büyüme değil, pozitif durağanlık” denir — yani istatistiksel olarak küçülmeyen, ancak toplumsal olarak refah üretmeyen bir ekonomi.

Bu durağanlık, Rusya’nın gelecekteki ekonomik yönelimini de belirleyecektir. Devlet, üretim kapasitesini yeniden inşa etmek yerine savunma sanayine dayalı bir talep modelini sürdürürse, sivil ekonomi alanında kalıcı bir durgunluk kaçınılmaz olacaktır. Diğer yandan, finansal disiplinin ve fiyat kontrol mekanizmalarının sürdürülmesi, toplumsal memnuniyeti değil, yalnızca geçici istikrarı koruyabilir.

Rusya bugün, bir yandan yaptırımların dış çemberiyle, diğer yandan kendi iç dinamiklerinin yarattığı daralma ile çevrilmiş durumda. Bu koşullar altında ekonomi, klasik anlamda çökmeden ama sessizce çözülerek yeniden şekilleniyor. Tüketici davranışlarındaki kısıtlama, KOBİ’lerdeki temkinli bekleyiş, alkol tüketiminden tasarruf biçimlerine kadar uzanan davranışsal dönüşüm, aslında bir “ekonomik kültür değişiminin” ilk evreleri.

Kısacası Rusya, 2020’lerin ortasında ekonomik kriz değil, ekonomik kimlik krizi yaşıyor. Devletin büyüme arayışı artık üretim değil, kontrol üzerinden tanımlanıyor; toplumun direnci ise gelirden değil, alışkanlıkların sadeleşmesinden besleniyor. Bu tablo, kısa vadede istikrarlı görünse de, uzun vadede Rusya’nın üretim kapasitesini, yenilik gücünü ve toplumsal dinamizmini törpüleyen bir durağanlık sarmalına dönüşme potansiyeli taşıyor.

Sadık ARPACI
Uluslararası İlişkiler, Rusya Uzmanı
Tel: +90 545 932 36 77
Email: by.sadik@hotmail.com

KAYNAKÇA

  1. Федеральная служба государственной статистики (Росстат). “Цены, инфляция.” Erişim adresi: https://rosstat.gov.ru/statistics/price/ (Erişim tarihi: 23 Ekim 2025)
  2. Интерфакс. “Инфляция в России за период с 1 по 7 июля 2025 года составила 0,79%.” TASS dağıtımıyla. Erişim adresi: https://tass.ru/ekonomika/24474797 (Erişim tarihi: 23 Ekim 2025)
  3. Центробанк России. “Динамика потребительских цен — 2025.” Erişim adresi: https://www.cbr.ru/analytics/dkp/dinamic/CPD_2025-6/ (Erişim tarihi: 23 Ekim 2025)
  4. INFOLine. “Исследование «Розничная торговля Food и потребительский рынок России. №2 2025 год».” Erişim adresi: https://infoline.spb.ru/shop/issledovaniya-rynkov/page.php?ID=291137 (Erişim tarihi: 23 Ekim 2025)
  5. Коммерсантъ. “Снижение числа супермаркетов и гипермаркетов в России.” Erişim adresi: https://www.kommersant.ru/doc/8139990 (Erişim tarihi: 23 Ekim 2025)
  6. Retail.ru. “Обновлены исследования «Экономика 2025» от INFOLine.” Erişim adresi: https://www.retail.ru/rbc/pressreleases/obnovleny-issledovaniya-ekonomika-2025-от-infoline/ (Erişim tarihi: 23 Ekim 2025)
  7. Sfera.fm. “Какие тренды определяют рынок продуктов в 2025 году (INFOLine обозначили векторы развития продуктового рынка).” Erişim adresi: https://sfera.fm/news/ingredienty/infoline-oboznachili-vektory-razvitiya-produktovogo-rynka-в-2025-году-падение-спроса-стм-и-готовая-еда (Erişim tarihi: 23 Ekim 2025).














Музыкальные новости






















СМИ24.net — правдивые новости, непрерывно 24/7 на русском языке с ежеминутным обновлением *