Mutsuz musunuz vitaminsiz mi?
Elimizi sallasak depresyon mağduruna çarpıyoruz. Stresten yoğun iş temposu ve travmalara kadar depresyonun onlarca sebebi var. Vitaminsizliğin de bunlardan biri olabileceği aklınıza gelir miydi? Depresyonu yenmek için nasıl beslenmeli?
Nereye baksak mutsuz insanlar görüyoruz. Gülen biriyle karşılaşmak neredeyse imkansız, hele gözlerinin içi gülen birini görmek hepten hayalperestlik. Stresten yoğun iş temposu ve travmalara kadar depresyonun onlarca sebebi var. Peki vitaminsizliğin de bunlardan biri olabileceği aklınıza gelir miydi? Günümüzün en önemli sorunu haline gelen depresyonun altında sadece ruhsal sebepler olmayabilir, düzensiz beslenme ve vitaminlerden eksikliği de depresyonu tetikliyor. Beyindeki mutluluk hormonu olan serotonin düzeyinin beslenme ile doğrudan alâkası olduğunu söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Serra Arslan, “Omega 3 ve B vitaminlerinden zengin bir beslenme düzeniyle vücudunuzdaki serotonin düzeyini yükseltebilir, duygu durumunuzu daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.” diyor.
Yetersiz beslenme mutluluk hormonunu düşürüyor
Günümüz hayat şartlarının geleceğe dair kaygıyı artırması, stresli günlük yaşam ile insanlarda depresyon görülme sıklığını gün geçtikçe artırıyor. Depresyondaki bireylerin iyileşme süreçlerinde yapılan çalışmalarda psikiyatrik desteğin yanı sıra beslenme kalitesinin de son derece önemli olduğu vurgulanıyor. Diyetin içeriği ve yetersiz beslenme, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilemekle birlikte depresyon için de risk oluşturuyor. Beyindeki serotonin (mutluluk hormonu) seviyesinin, ruh hali üzerine etkili olduğu ve bundaki düşüşlerin bazı bireylerde depresyona ve hatta intihara neden olabileceği söyleniyor. Depresyondaki kişilere bakıldığında beslenmelerinin yetersiz ve besin seçimlerinin yanlış olduğu görülüyor. Kandaki düşük kolesterol seviyeleri kalp hastalığı riskini azaltsa da aynı anda beyindeki serotonin seviyelerini de azaltıyor ve duygu durumu üzerine ters etki yapıyor.
Depresifler bunlardan muzdarip…
Genellikle depresyon hastalarında isteksizlik duygusu hakim olduğundan besin alımı da güçleşir, yemek tercihleri yanlış yapılır ve yemek yemeyi hak etmedikleri düşünülür. Bu sebeple kilo kaybı görülür. Bazı hastalardaysa tam tersine ve karbonhidrata fazlasıyla düşkünlük ağırlık artışına sebep olabilir. Yüksek karbonhidrat alımının beyindeki serotonin üretimini artırdığından stres altındaki depresif kişiler bu tarz yiyeceklere yönelir. Az yemek yemek, az su içmek, hareketsizlik ve kullanılan antidepresan ilaçlar kabızlığa yol açabiliyor. Bu sıkıntıyı yaşayanların yiyeceklerini bağırsak hareketlerini artıracak şekilde düzenlemeleri (pişmiş sebze, meyve -özellikle elma, armut, nar, ananas-, tam buğday ve çavdar unu, kefir, zeytinyağı) ve ağırlıkları başına 30 ml. su tüketmeleri gerekiyor. Besin ve sıvı alımının azalması, bireylerde susuzluk hissini ortadan kaldırarak ciddi su kaybına neden olabilir. Depresif kişilerin, folik asit, B12 vitamini, çinko ve D vitamini düzeyleri düşüktür.
DEPRESYONUNU YENMEK İÇİN…
-Depresyonda görülen yetersiz ve dengesiz beslenme, aşırı karbonhidrat alımı, yetersiz sıvı alımı, kabızlık, vitamin-mineral dengesizlikleri, ilaçlardan kaynaklanan iştah değişiklikleri gibi beslenme ile ilgili sorunların çözümü sağlıklı beslenmeyle mümkün.
-Kendisini halsiz ve depresif hissedenler öncelikle kan tetkikleriyle vitamin-mineral düzeylerine (folik asit, çinko, B12 vitamini, D vitamini, B vitaminleri) baktırmalı. Sonuçlarıyla birlikte önce bir hekime daha sonra da yaşamına özgü beslenme programının düzenlenmesi için beslenme uzmanına başvurmalı.
-Diyetin beyin gelişimini sağlayan omega-3 yağ asitleri açısından yetersiz olması serotonin salınımı ve alımında sorunlara yol açarak depresyon riskini artırır. Her gün 1,5-2,0 gr EPA içeren omega-3 yağ asidi desteğinin kullanılmasının, depresyondaki insanlarda duygu durumunun iyileştirilmesinde etkili olduğu görülmüş. Keten tohumu, ceviz, zeytinyağı, palamut, lüfer, hamsi, levrek, barbunya, alabalık beslenme listenizde olsun.
-Depresif hastalar, diğerlerine göre daha düşük folik asit seviyelerine sahiptir. Uykusuzluk, huzursuzluk, isteksizlik gibi belirtiler folik asit takviyesiyle son bulabilir. Tabletlerle alınabileceği gibi kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz, susam gibi besin kaynaklarında da mevcut.
-B vitaminlerinin, beyindeki serotonin hormonuna (mutluluk hormonu) direkt etkisiyle depresyonla ilişkili olduğu kanıtlanmış. Düşük B vitamini seviyeleri depresyon görülme sıklığını artırır. B12 vitamini içeren besinler; dana karaciğeri, dana-kuzu-koyun-keçi eti, midye, istavrit, barbun, hamsi, palamut, alabalık, yumurta.
-Çinko yetersizliği olan kişiler depresyona daha eğilimli ve tedaviye geç yanıt veriyor. Çinkonun besinsel kaynakları; maya, kabak çekirdeği, buğday-yulaf-çavdar unu, susam, ceviz, dana-sığır-keçi eti.