Müzik eğlenceyse diğerleri nedir?
Yaşanan üzücü olayların faturası hemen müziğe kesiliyor ve konserler iptal ediliyor. Ama televizyon şovları, diziler, futbol maçları tam gaz devam ediyor. Müziğe eğlence gözü ile bakıyoruz maalesef. Müzik eğlence ise peki diğerleri ne? Biraz ikiyüzlülük olmuyor mu?
Geçtiğimiz hafta bugün Türkiye'nin kalbi Ankara'da iki bomba patladı. Barış mitingine gelen 99 vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzlerce insan da yaralandı. Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı sonrasında ülkemiz yasa boğuldu. Öncelikle ölenlere Allah'tan rahmet ve ailelerine sabırlar diliyorum. Olay sonrası üç günlük milli yas ilan edildi. Hemen her üzücü olayda olduğu gibi ilk olarak konserler ve sanat etkinlikleri iptal edildi. Ay sonuna kadar neredeyse tüm konserler iptal. Sadece konserler değil, çıkacak albümler de tehir edildi. Daha önce de burada birkaç kez dile getirdik ama bu vesile ile yeniden üzerinde durmak gerekiyor. Bu ülkede kötü bir şey olduğunda maalesef gözler hemen konserlere çevriliyor. Eğer konser iptal edilmezse sanatçı vatan haini ilan ediliyor. “Müzik eşittir eğlencedir” gibi tamamen yanlış ve saçma bir mantıkla hareket ediliyor. Bu devran da maalesef böyle sürüp gidiyor. Geçtiğimiz ay MÜYAP “Müzik susturulamaz” çıkışı yaptı. Birçok müzisyen de buna destek oldu. Ama bu ses çok fazla yükselemedi. Yine kötü bir olay yaşadık ve ardından bütün ayın etkinlikleri iptal edildi.
Zannediliyor ki bu konserlerde sadece sanatçılar para kazanıyor. Yok böyle bir durum. Organizasyonda çalışanından sesçisine, ışıkçısından enstrümanistlere, yer göstereninden dışarıda köfte satan esnafa kadar yüzlerce insan evine ekmek götürüyor. Bir konserin iptal olması demek, işte saydığımız bütün bu insanların ekmeğinden olması anlamına geliyor. Bu insanların başka yerden para kazanmak gibi bir lüksleri yok. Konserler olursa kiralarını, faturalarını ödeyebilecek ve çocuklarına harçlık verebilecekler. Maalesef ülkemizde kötü bir olayın yaşanmadığı gün yok neredeyse. Her kötü olayda bu iptaller olursa bu insanların yaşayacakları zorlukları varın siz düşünün.
Burada büyük bir ikiyüzlülük var. Konserler iptal ediliyor ama diğer her şey devam ediyor. Mesela futbol maçları iptal edilmiyor. Ya da televizyondaki evlilik ya da magazin programları, diziler, ses yarışmaları, diğer yarışmalar… Eğer müzik eğlence ise bunlar nedir? Yanlış anlaşılmasın bunların hepsinin iptal edilmesi gerektiğini söylemiyorum. Olaya biraz empati ile bakmamız gerektiğini söylüyorum. Mesela Soma'da 301 madencimiz şehit olduğunda bırakın Türkiye'nin herhangi bir yerini Soma'daki esnaf dükkanlarını kapattı mı? Banka şubeleri kapandı mı? Ya da fırınlar ekmek yapmayı bıraktı mı?
Biraz empati yapıp artık bu sığ bakışa bir son vermemiz gerekiyor. Eğer müziğe eğlence olarak bakıyorsak yukarıda saydığımız diğer şov programlarına ya da spor müsabakalarına da aynı gözle bakmalıyız. Yok eğer değil diyorsak her defasında müziği şamar oğlanı yapmak etik değil. Ülkede büyük bir yas varsa zaten duygusal ve hassas bir ruha sahip olan müzisyenler biz istesek bile sıcağı sıcağına çıkıp konser vermez. Ancak sanatçıların üstünde bir kamuoyu baskısı kurup onları buna mecbur edersek olmaz. Ben bir konserin sadece müzisyenin isteği ile ertelenmesi ya da iptal edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Resmi ya da özel bir kurumun bu iptali yapmamasının en fazla erteleme yapmasının doğru olacağını düşünüyorum.
Kaldı ki böyle acı olaylarda insanları sakinleştirecek ve el ele vermelerine vesile olacak en büyük güç yine müziktir. Normal hayatta asla yan yana gelemeyen insanların bir konserde bir şarkıya nasıl birlikte eşlik ettiklerini düşünün. Umarım bu durum bir an önce çözülür. Eğer böyle devam ederse bir süre sonra yerli ya da yabancı konserlerin sayısı parmakla sayılacak kadar azalacak.
Hani izin bitanesi?
Ülkemizde telif hakları bilinci oturmuş değil. Büyük şirketler bile bunu zaman zaman ihlal edebiliyor. Türk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren TTNET, Merve Özbey'in seslendirdiği Yaş Hikayesi isimli şarkının sözlerini izinsiz olarak reklam afişlerinde kullandı. Sosyal medyada son günlerde fenomen haline gelen “Vurur yüze ifadesi, bulur seni bitanesi” şeklindeki sözleri, “Vurur yüze ifadesi, wifi ücretsiz bitanesi” olarak değiştirdi.
Şarkı sözlerinin yazarı Deniz Erten, olayı sosyal medyadan öğrenince duruma tepki gösterdi. Aynı zamanda avukat olan Erten, söz konusu afişlerin bir festivaldeki stantlarda kullanılacağını tespit ettiklerini söyledi. Daha önce de sözlerini yazdığı ve Hadise'nin seslendirdiği Aşk Kaç Beden Giyer isimli şarkının bir reklam filminde kullanılmasından dolayı benzer bir sıkıntı yaşayan söz yazarını arayıp görüştüm. Fotoğrafları görünce şaşırdığını anlatan Erten “Hiç kimsenin, kendi adıma da hukukçu bir besteci ve söz yazarının bunu hak etmediğini düşünüyorum.” dedi. Olaydan TTNET'in haberdar olmasıyla birlikte reklam afişleri kaldırıldı. Ancak büyük bir firmanın, böyle bir skandala imza atması kabul edilebilir değil. atması kabul edilebilir değil.