Takside şarkımı duyarsam ‘görev tamam' diyeceğim
Buray, son günlerde müzik piyasasında çokça konuşuluyor. İlk kez bir dizide sesini duyduğumuz müzisyenin şarkıları bütün listelerde üst sıralarda. İlk albümü ‘1 Şişe Aşk'ı yayınlayan Buray'ın Kıbrıs'tan Avrupa'ya, Avustralya'dan Türkiye'ye uzanan ilginç bir hikâyesi var.
Müzik dünyasına sürpriz bir şekilde girdiniz. Kimdir Buray?
Kıbrıs'ta doğdum büyüdüm. Müzisyen bir ailenin çocuğuyum. Başka hiçbir iş yapmadım. Kendimi bildim bileli müzikle ilgileniyorum. Bağlama sesiyle büyüdüm. Daha sonra piyano ve gitar öğrendim. Üniversitede klasik müzik eğitimi aldım. Müzik ve kompozisyon bölümünü bitirdim.
Daha sonra Avrupa maceranız başlamış...
Avrupa'ya yüksek lisans yapmaya gittim, müzik prodüksiyon ve ses mühendisliği üzerine. Sonrasında bütün Avrupa'yı gezdim. Müzik sayesinde her yere girdim, müziğimi her yerde paylaştım. İngilizcem iyiydi ve yaklaşık 400 şarkılık bir repertuvarım vardı. Müzikle iş bulmam zor değildi.
Avustralya'da yaşıyorsunuz ve stüdyonuz da orada. Nasıl karar verdiniz Avustralya'ya yerleşmeye?
İngiltere'den sonra İspanya'ya gittim. Orada bir otelde müzik yapıyordum. Avustralya'da Kıbrıslı bir dernek vardı ve oraya bir müzisyen istiyorlardı. Bu vesileyle gittim. O kadar yol gittim, gitmişken biraz daha kalayım ve gezeyim dedim. Bir yıl, iki yıl oldu, üç-beş derken yedi yıldır oradayım. Hayatım gayet güzel.
Şarkılarınızın sözlerini yazan Gözde Ançel ile de orada tanışmışsınız…
Evet. Bir restoranda geçici iş bulmuştum. Gözde de eşiyle birlikte yeni gelmiş ve garsonluk yapıyordu. Aslında elektrik mühendisi ve zehir gibi bir kafası var. Muhabbet ederken şarkı sözü ve besteleri olduğunu söyledi. Ben de stüdyoyu yeni kurmuştum. Bana gönder kaydedeyim dedim. O gönderdi, ben de stüdyoda demolarını yaptım. Maddî; durumlarımız iyi değildi. Bir gün birine satarsan bana borcunu ödersin dedim. Üç hafta sonra bana gelip şarkıyı Ferhat Göçer'in aldığını söyledi. İlk birlikte yaptığımız şarkı ‘Unutmuş Çoktan'dı. Sonrasında üç-beş şarkı daha yapıp gönderdik başka isimlere.
Türkiye'de müzik yapmaya nasıl karar verdiniz peki?
Ferhat Göçer, Melbourne'e konsere gelmişti. Orada, şimdi menajerim olan Candaş Örnek beni Göçer ile tanıştırdı. O da bana ‘Türkiye'de müzik yapmayı düşünmez misin?' diye sordu. Avustralya'da güzel bir hayatım olduğunu söyledim. ‘Yazın konserlerini yapar gidersin.' dedi. Türkiye'de yaz olduğunda burada kış, burada kış olduğunda orada yaz oluyordu. Neden olmasın dedim.
‘İstersen' isimli şarkıyla iyi bir çıkış yaptınız…
Aslında bu şarkıyı en son kaydetmiştik. Hiç beklemiyorduk bu kadar güzel olacağını. Çıkış şarkısı olarak onu kullandık. Tabii çok güzel dönüşler oldu.
Bu kadar ilgi göreceğini umuyor muydunuz?
Bu kadarını tahmin etmiyordum ama beklentim vardı açıkçası. Albüme çok emek verdik, uykusuz gecelerim oldu. Bir yere geleceğini biliyordum ama bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim. Tabii bunda ‘Çilek Kokusu' dizisinde yayınlanmasının büyük payı var. İlk hafta herkes Kenan Doğulu ya da Yalın olduğunu düşündü ve öyle arayıp bulamadı. Sonrasında Shazam'da arayınca Buray diye biri çıktı karşılarına.
Bu arada isminizin anlamı nedir?
Buray, ayın çevresindeki ışık demek. Dedemin dedesinin ismiymiş. Babamın hoşuna gittiği için koymuş. Soyadım Hoşsöz. Amcam edebiyat öğretmeni. Soyadı kanunu çıkınca Kıbrıs'ta o koymuş. Hatta bir gün albüm çıkarırsak Buray Hoşses diye çıkarız esprilerini bile yapmıştık.
(Gülüyor)
Yaraları müzikle sarmalı
Aileniz Kıbrıs'ta, eviniz Avustralya'da, iş burada. Ne yapmayı planlıyorsunuz?
Bunu zaman gösterecek ama şimdilik bu üçgen içinde gidip geleceğim. Avustralya'yı bırakmayı düşünmüyorum. Bu şarkıların doğduğu yer, ilham kaynağı orası. Stüdyom da orada. Mutlaka oraya gideceğim.
Müzikal kariyer olarak kendinize koyduğunuz hedefler neler?
Batı müziği eğitimi aldım. Klasik senfoniler de yazdım. Bu bestelerimde Anadolu'nun ezgilerini kullanıp Türk müziğini yabancılara ulaştırmaya çalıştım. Bir dünya müzisyeni olmak için bu yola çıktım. Benim için bu bir başlangıç. İleride Türk ezgilerini tüm dünyaya duyurmak istiyorum. Bunun birçok kapısı var. Eurovision olabilir başka bir şey olabilir. Şarkılarımı bütün dünyaya dinletmek ve Türk müziğini en iyi şekilde tanıtmak istiyorum.
Karakter olarak nasıl birisiniz?
Duygusalım. İşine âşık biriyim. Sürekli bir şeyler üretmek istiyorum. Kendime hedefler koyar, onları sırayla yapmaya çalışırım. Mesela albümü yaparak ilk golümü attım. Bir taksiye bindiğimde kendi şarkımı duyarsam ‘yes mission completed' (görev tamam) diyeceğim. (Gülüyor) 1 Ekim'de Jolly Joker'de konserim olacak. Ondan sonra yeni bir hedef. Hep adım adım.
Yoğun bir gündemde çıkış yapmanıza rağmen iyi bir çıkış yakaladınız. Durumlar etkiledi mi sizi?
Tabii ki içim buruk ama yaralarımızı müzikle sarmaya çalışıyoruz. Müzik susmamalı bence. Hatta böyle dönemlerde daha fazla müzik ve sanatla birlik beraberlik olması gerekiyor.
Kenan Doğulu ve Yalın'a benzetilmekten gocunmam
Albümünüzdeki şarkılarda her tarzdan biraz baharat var. Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
İlk albümde bu müzikal çeşitliliği daha geniş tuttuk, her tarzdan biraz serpiştirdik. Fakat sınırlarını iyi çizmeye ve aşırı uçlara kaçmamaya gayret ettim. Bence bu devirde müzik tarzı diye bir şey kalmadı. İnsanlar her türlü müzikten etkileniyor. Müziğin kategorize edilmesine karşıyım. Gönlüme göre müzik yapıyorum. Hiphop da dinliyorum caz da arabesk de...
Sizi Kenan Doğulu ve Yalın'a benzetenler oldu…
Yeni isimlerin hemen hepsinde bu olur. İnsanlar bilmedikleri için yakın bulduklarına benzetir. Bu iki isme benzetilmekten gocunmam. İkisi de sevdiğim isim.