İçimizden bir Bob Marley çıkar mı acaba?
Müzik, istendiğinde savaşı dize getiren bir güç olabilir. Bunu bütün dünyaya Bob Marley gösterdi. Kardeş kavgasının körüklendiği ülkemizde neden müzisyenler bu gücü yeterince kullanmıyor?
Takvimler 22 Nisan 1978 tarihini gösteriyordu. Jamaika'da siyasi tansiyon iyiden iyiye artmış ve bu siyasi kavga, ülkeyi kan gölüne çevirip iç savaşa dönüşmüştü... Bu kötü gidişata dur demek için Kinston'daki Ulusal Stadyum'da One Love Peace adında bir festival düzenlenir. Sahneye birçok müzisyen çıkar, şarkılar söyler. Ama bir tanesi var ki, konserin sonlarına doğru tarihe geçecek bir şey yapar. Jammin adlı şarkısını söylerken rakip iki partinin liderine şu sözlerle çağrı yapar: “Herkese bir araya gelip bütünleşebileceğimizi göstermek için el sıkışmanızı istiyorum!” Bunun üzerine dinleyiciler arasındaki iki lider sahneye gelir. İki lider, önce el sıkışır. Sonda müzisyen, ikisinin ellerini tutup havaya kaldırır. O güne kadar kan ve gözyaşından çığlık atan Jamaikalılar, bu kez bu manzara karşısında alabildiğine çığlık atar ve sahnedeki müzisyenin sözlerini söylemeye başlarlar: “Barış ve sevgi”.
Bu müzisyen bugün bütün dünyanın tanıdığı ve şarkılarını söylediği Bob Marley'den başkası değildir. Sahneye çıkanlarsa, muhafazakâr Jamaika İşçi Partisi (JLP) lideri Edward Seaga ve demokratik sosyalist çizgideki Ulusal Halk Partisi (PNP) lideri Micheal Manley'dir. Elbette çağrının Jammin şarkısında yapılmasının da bir anlamı vardı. Çünkü bu şarkının sözleri şöyleydi: “Bizi artık kurşunlar durduramaz. Ne yalvarırız, ne eğilip bükülürüz ne de satın alınırız. Hepimiz haklarımızı savunuruz...” Evet bugün bir efsane haline gelen Bob Marley, müziğin gücünü belki de en iyi bilen kişiydi. O, bugün hemen hepimizin bildiği, No Women No Cry, Don't Worry Be Happy, Get Up, Stand Up gibi unutulmaz şarkılara imza attı. Bununla kalmadı, müzikteki gücünü halkların özgürlüğü ve barış için kullandı. Onun tek isteği bütün insanların barış içinde yaşamasıydı. Onun bu düşüncelerle Jamaika'da yaktığı bu ateş dalga dalga bütün dünyaya yayıldı. Bob Marley'i bence unutulmaz kılan ne Rasta saçları, ne inandığı Rastafarianizm'di. Reggae müziğini Jamaika'dan çıkarıp dünyaya yayması da değildi. İnsanlığa ve eşitliğe odaklanması ve dünyanın bu şekilde mutlu bir gezegen haline geleceğine olan inancıydı. Bunun için birçok yardım konserine de katıldı. Birleşmiş Milletler Barış Madalyası'nın ona verilmesi de tesadüf değildi.
El ele verip barış şarkıları söyleyin
Neden uzun uzun bunu anlattığımı soracak olursanız. Ülkemiz çok kötü günler yaşıyor. Her gün gelen şehit haberleri ve masum sivillerin ölmesi yüreğimizi yakıyor. Kirli oyunlar peşinde olanlar yine sahnede. Ülkeyi bir iç savaşa götürmek için elinden geleni yapıyor bu oyun kurucular. Tabii tüm bunlar olurken müzik de susuyor. Ülkemizde müzik sadece bir eğlence aracı olarak algılandığı için, her türlü kötü olayda maalesef faturası müziğe kesiliyor. Yanlış olduğunu daha önce defalarca yazdığım için bu konuya girmeyeceğim. Asıl bahsetmek istediğim; olan bunca kötü şeye karşı müzisyenlerin sesinin neden cılız çıktığı. Maalesef bu konuda müzisyenler ve sanatçılar taşın altına yeterince elini sokmuyor. Neden ülke yangın yerine çevrilmişken sanatçılar el ele verip ülkenin dört bir yanında barış konserleri düzenlemiyor? Müziğin birleştirici gücünü neden bizim müzisyenlerimiz kullanmıyor? Neden tüm halkları bir araya getirecek sanatçılar bir adım geride duruyor?
Örneğin Van depreminin hemen ardından Van İçin Rock konseri düzenlenmiş ve burada toplanan para ile depremzedelerin birçok acısına merhem olmuştu. Ancak ille de bir konserden maddi karşılık beklenmez. Türlü türlü oyunların oynandığı ülkemizde mesela şu anda neden bir barış konserleri dizisi yapılmıyor? Türk, Kürt, Alevi, Sünni ya da farklı inanç ve düşünceyi sahiplenen sanatçılar neden el ele verip farklı şehirlerde barış konserleri vermiyor. Müzik kadar kitleleri bir araya getiren başka bir sanat dalı var mı? O yüzden bir an önce birileri çıkıp bu işi organize etmeli. Bizi ayırmaya kastedenlere inat, birlikte yan yana beraberliğimizi perçinlemeliyiz. Bunun için de hemen birilerinin taşın altına elini koyması gerek. Türkiye'den ileride ölürken başında bekleyen oğlu Ziggy'e, “Para hayatı satın alamaz...” diyen Bob Marley gibi adını tarihe yazdıracak bir sanatçı çıkar mı bilmiyorum. Dünyanın her yerinde Marley'in “Sevgi bizi tek başımıza bırakmaz/ Işık karanlıkta doğmak zorunda” sözleri tekrarlanırken, ileride bu beklenen kişinin şarkıları da dillere pelesenk olur mu acaba? Merhum Ahmet Kaya yaşasaydı sanırım bu konuda en öne atılır ve gereğini yapardı. Lakin bugünlerde kimileri maddi kaygılardan kimileri de siyasi ya da toplumsal linçten korktuğu için bu cesareti göstermiyor olabilir. Lakin unutulmamalıdır ki, korkaklar tarih yazamaz. Ey bu ülkenin sanatçıları, özellikle de müzisyenleri el ele verip neden dört bir yanda barış şarkıları söylemiyorsunuz?