Herkes on beş dakikalığına süper kahraman oluyor
Örümcek Adam, Batman, Keloğlan, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler aynı dükkânda toplanmış. Başınızı ne yana çevirseniz maske, aksesuar ve kostüm gözünüze ilişiyor. Çocuk olmanıza gerek yok, hemen kapılıyorsunuz renklerin cazibesine. Bu cümbüşün içinde tanışıyoruz Kaner Kanbak ile. Sahnenin hem önünde hem de perdenin gerisinde senelerini geçirmiş biriyle karşı karşıyayız.
Halk oyunlarına henüz ilkokuldayken çayda çıra ile başlayan Kaner Kanbak, 1980'den bu yana sanatla iç içe. Sahne kostümü tasarlıyor, tiyatro eğitmenliği ve halk bilimi araştırmaları yapıyor. Vakit buldukça da şirin dükkânında küçük büyük herkese istediği kostümü tedarik ediyor. Sadece tiyatrocular değil, bir defalığına sevdiği kahramanın kılığına girmek isteyenler de kapısını çalıyor Kanbak'ın.
‘Anneeee, Pepee' diye tutturan çocuklar kadar ‘Yedi dağın efesi' olmak isteyen ihtiyarların da yardımına koştuğunu anlatıyor bize. Son zamanlarda kostüm ve maskelere merakın arttığı herkesçe malum. Bunun sebebini sorduğumuzda, Andy Warhol'un meşhur “Herkes bir gün on beş dakikalığına meşhur olacak.” sözüne atıf yapıyor. Giydiği özel elbiseler insanlara kendini biricik hissettiriyor. Kısa süreliğine de olsa süper kahraman olmanın keyfini çıkarıyor. Yaşadığı gerçeklikten kopuyor deyim yerindeyse. Hatta toplumda üniformalı mesleklerin ilgi görmesini de buna yoruyor Kanbak: “Kim olursa olsun bir kılığa büründüğünde kendini daha özel hissediyor. Asker, doktor, itfaiyeci gibi unvanların ardında da kostüm merakı var. Ancak sahne kostümleri biraz farklı. Burada egolarından kurtulursun. Rol deyip geçemezsin, kendin değil o insansındır artık. Üzerindeki elbise bunu hatırlatır.”
Zeybek sadece zeybek değil
Halk oyunları kıyafetlerinin on yıllardır aynı olduğu eleştirisini kabul etmiyor Kaner Kanbak. Özellikle gençlerin folklorü naftalin kokulu bulmasına, “Halk oyunlarında asla ilgi görmemezlik yaşamaz.” cevabını veriyor. Ona göre halk oyunlarının talihi düğünlere bağlı değil. Halaybaşı olmaya can atan düğün ahalileri olmasa da bu sanat her zaman talep edilecek. Gönüllüler, kıyafetini taşıdığı o yörenin ruhunu yansıtmaya devam edecek. Yine de kumaş ve dikimlerin zenginleşmesi gerektiğini inkâr etmiyor. Birkaç yıl önce 10 yaşındaki Duygu Özaydınlı'nın yaşadıklarını hatırlayınca profesyonelliğin önemi ortaya çıkıyor zaten. Adıyaman'da gösteri esnasında şalvarı düşen Duygu, gözü yaşlı bir halde oyununu sürdürmüştü hatırlayacağınız üzere. Onun ardından birkaç defa kazalar ekranlara yansıdı maalesef. Kanbak böyle sıkıntıların yaşanmaması için kumaş, işleyiş, nakış ve motif kadar dikişin de önemli olduğunu düşünüyor. Senelerce kötü şartlarda saklanan kostümler elden geçmeden sahnede gözükmemeli. Horonundan barına, çiftetelliden mengisine her birinin Anadolu'nun kültürünü yansıttığını hatırlatıyor: “Zeybek kostümünden yola çıkalım. Çok basit bir anlayışla ifade edeceğim. Zeybek tek bir kostüm değil. Ege ve Akdeniz yörelerinin renkleridir o. Bundan dolayı her beldenin zeybeği birbirinden farklıdır. O bölgenin yaşantısı, fiziki koşulları oyunlar kadar kıyafetle de hissedilir.”
Yan karakter bolluğu var
Tiyatro ve çocuk kostümlerinin çoğunda kötü malzeme kullanıldığını fark etmemek imkansız. Kostüm tasarımcısı, tiyatro eğitmeni Kaner Kanbak, Türkiye'nin diğer ülkelerin çok gerisinde olduğunu düşünmüyor. Ancak lisans haklarına sahip çıkıldığı için yan karakterler üretiliyor. Lisans haklarından kaçmak için yan karakter bolluğu söz konusu. Ya da benzerleri üretiliyor. Sahnede Karayip Korsanı olmak isteyen çocuk korsan kıyafetiyle idare ediyor: “Ciddi fiyat aralıklarından bahsediyoruz. Bir masal kahramanı fiyatının yarısına yan karakterini alabiliyorsunuz. Böyle olunca maliyeti düşük ürünler daha çok üretiliyor.” Kanbak, sahne sanatlarının tamamındaki kalitesiz ürünlerinin sebebini ise şöyle yorumluyor: “Genellikle sadece bir tiyatro oyunu diye maliyetten kaçılıyor. Bir de sahnelenecek oyun hakkında, o döneme ait araştırma yapılmıyor. Sadece oyun parafları üzerinde duruluyor, ‘görsel anlamda o zamanı ifade etsin yeter' diyorlar. Hâlbuki sahnedeki oyuncunun rolü ne olursa olsun elbisesi oyunun gerçekliğinin, verilen emeğin işareti.”
Çocuklar, Örümcek Adam'ın ağında
Kaner Kanbak, sorumlusu olduğu Köylü Pazarı kostümcüsünde en çok süper kahramanlara rağbet olduğunu söylüyor. Her ne kadar yeni karakterler boy gösterse de bazı tutkular hiç değişmiyor: “Örümcek Adam, Batman kendini sürekli yeniliyor. Çünkü onlar birer hayal öğesi. Çocuklar en çok Örümcek Adam olmak istiyor.” Gerçek kahramanlara gelince iş değişiyor. Bir tarihi şahsiyeti ne kadar seversek sevelim onun kılığına bürünmek kulağa hoş gelmiyor. Çünkü o bizim gibi etten kemikten bir fani ve hayatında maceradan çok yaşanmışlık, tecrübe ve acı var.