Sosyal yardım endişesi ve can güvenliği sandıkta galip geldi
Erzurumlu merhum Naim Hoca (Gölleroğlu) vaaz veriyor, gençler cuma namazında kıvranıyor.
Bu hali gören Naim hoca, “Ola uşağlar ne evirsiz, gıvranirsiz, bilirem maç var, ele marağlanmayın hutbeyi kısa tutirem aha ben de sizinle maça gelirem.” Bu, Erzurumlunun sahiplenme duygusunu sergileyen bir tablo. Şehirli, sadece milli-manevi değerlerini ve alimini değil; futbol takımını bile bu derece sahipleniyordu. Fakat o köprünün altından çok sular aktı. İşin içine son yıllarda sosyal yardım adıyla dağıtılan para-kömür girdi, mertlik bozuldu. 1 Kasım seçimlerinde ekonomik kaygılar ve can güvenliği, bütün yurtta olduğu gibi Erzurumlunun da oyunun rengini değiştirdi.
Erzurumlu, bir önceki seçimde başta Efkan Ala olmak üzere aday listesine büyük tepki göstererek AK Parti'yi yüzde 18 gibi bir oy kaybıyla cezalandırdı. AK Parti de 1 Kasım'da aday listesini başa eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı koyarak neredeyse tamamını yeniledi. Eskiden sağlık hizmeti almakta çile çeken Erzurumlu, sağlık alanında yapmış olduğu hizmetlerden dolayı Akdağ'a sahip çıktı. Haziran seçimlerinde yüzde ellilere düşen AK Parti'nin oy oranını yeniden yüzde yetmişlere çıkardı.
BOZKURTLAR, YUVASINDA YENİLDİ
Milliyetçi, ülkücü hatta ‘Erzurum ovası bozkurtların yuvası' sloganı siyasi bir jargon olarak tarihin derin sayfalarında kaldı. Seçim çalışmaları için lütfedilip Ankara'dan Erzurum'a bile gelen olmadı. 7 Haziran'da kıl payı ikinci milletvekilini kaçıran MHP, bir vekili bile zor çıkardı.
CEMAATLER BELİRLEYİCİ OLDU
Cemaatler bu seçimde ciddi şekilde belirleyici oldu. İktidar, 17-25 Aralık sürecini tersyüz etmede hatırı sayılır bir çaba gösterdi. Başbakanlığı döneminde bizzat Erdoğan ve ardından Davutoğlu, Kırkıncı Hoca başta olmak üzere Fakirullah Efendi ve Erzurum'daki diğer cemaatlerin ileri gelenleriyle bizzat görüştü. Öncelikle tereddütle bakıp ihtimal vermeyen bazı cemaatler, kararlarını etkileyecek birçok şeyin devreye girmesiyle ‘galiba devlet haklı' kanaatinde buluştu. Bu arada Erzurum'da etkili olan cemaat ve vakıfların son iki üç yıldır maddi olarak altın devirlerini yaşadıklarını da eklemek gerekiyor.
Erzurumlu Kürt vatandaşlarımız, terör örgütüne uzun zaman direndi ve prim vermedi. Her zaman devletten, birlik ve beraberlikten yana oldu. Durumu en güzel özetleyen Hınıslı Kürt vatandaşımız Abdullah Güngör, “HDP 7 Haziran'da, inançlarımıza ve toplumsal yapımıza uygun, tesettürlü Seher Bayar Akçınar'ı aday gösterdi. Ayrıca Demirtaş'ın söylemleri bizi çok etkiledi. Barış gelecek diye ümitlendik ve güçlü bir destekle Seher Hanım'ı Meclis'e gönderdik. Fakat seçimden sonra artan terör gözümüzü korkuttu. Çünkü terörden en çok biz çektik. Onun için de 1 Kasım'da oyumu AKP'ye verdim.” diyor.
İsmini vermek istemeyen bir vatandaş ise, “AK Parti bizim oralara 500'e yakın genci görevlendirmiş, gezmedik köy, ilçe, mezra, çalmadık kapı bırakmadılar.” diyor ve ekliyor: “Allah var, çok çalıştılar. Hatta bazı insanımız, kapılarına gelenleri devletin sivil polisi zannederek korktu ve kimilerinin oyunun rengi değişti.”